Omurga Hastalıkları

OSTEOPOROTİK ÇÖKME KIRIKLARI

Osteoporoz, kemiklerin daha gözenekli, giderek daha güçsüz ve kırılgan olmasına yol açar. Kemik kaybı kişide ağrılara, boy kısalmasına, hareket kısıtlılığına ya da omurganın eğrilmesine neden olur. Hastalık ilerledikçe özellikle bel ve sırtta (omurga), el bilekleri ve kalça kemiklerinde basit travma ile kırıklar oluşabilir. Omurga çökme kırıkları, osteoporozun en yaygın komplikasyonudur.

50 yaş üzerinde her 8 kişiden birisinde omurga çökme kırığı gelişirken, bu oran yaş ile artar. AB ülkelerinde her yıl ortalama 450.000 yeni osteoporotik omurga kırığı oluşmaktadır. Osteoporozu bulunan yaşlı kişilerde ani başlayan sırt ve bel ağrılarında, omur kemiklerinde kırık olabileceği akılda bulundurulmalıdır.

Bu durumda bir sağlık merkezine başvurarak radyografik inceleme yapılması gerekir. Omur cisim yüksekliğinde hafif çökmeye neden olan sessiz kırıklar klinik muayene ile de anlaşılabilir. Çökme kırığının yeni veya eski kırık olduğunun ayrımı ancak Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile mümkündür. Radyografide görülen bir çökme kırığından sonra tekrar yeni bir çökme kırığı olma olasılığı 5-10 kat, kalça kırığı olma olasılığı ise en az 2 kat artar. .

Omurgadaki osteoporoza bağlı çökme kırıklarının geleneksel tedavisi, hastanın iyileşene kadar yaklaşık 3-4 ay süreyle yatarak istirahati veya omurganın yük taşımasını önleyecek malzemeden yapılmış metal ya da sert plastik korse kullanması şeklindeydi. Günümüzde kemik erimesine bağlı ortaya çıkan omurga kırıklarının tedavisinde son yıllarda ülkemizde de bazı merkezlerde uygulanmaya başlanan vertebroplasti ve kifoplasti yöntemi ile çok başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Vertebroplasti ve kifoplasti işlemi osteoporotik omur kırıklarının dışında, omur cismini zayıflatan omurga yerleşimli iyi veya kötü huylu tümörlerde, kistlerde ve metastazlarda da uygulanmaktadır. Şüpheli kırıklarda, kırık omur cismi içerisinden biopsi alarak patolojik tetkik de yapmak mümkün olmaktadır.